Dr. Ziya “Bağımlılık, bir kişinin belirli bir maddeye, davranışa veya aktiviteye karşı kontrolünü kaybettiği, zararlı sonuçlar doğurabilen tekrarlayıcı bir eğilimdir. Bağımlılık, genellikle biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkar. Beyindeki ödül sisteminin de etkilendiği, kimi zaman kalıcı olabilecek nörokimyasal değişiklikler bağımlılığın oluşumunda ve sürmesinde etkilidir.  Aynı zamanda bu değişiklikler madde kullanılmadığında veya davranış gerçekleşmediğinde ortaya çıkabilecek yoksunluk belirtileri ile de ilişkilidir. Bu değişiklikler, kişinin bağımlı olduğu madde veya davranışı tekrar arayışını ortaya çıkarır.“  açıklamasında bulundu.

Madde bağımlılığı, alkol, uyuşturucu, tütün gibi maddelerin aşırı ve kontrolsüz kullanımıyla ilişkili olduğunu belirten Dr. Ziya “Bu maddeler, beyindeki dopamin seviyelerini etkileyerek keyif ve zevk hissi yaratır ve kullanıcının tekrar kullanma isteğini artırır. Davranışsal bağımlılık ise kumar, alışveriş, internet kullanımı, oyun gibi belirli aktivitelere aşırı ve kontrolsüz bir şekilde bağımlı olma durumunu ifade eder. Davranışsal bağımlılık da benzer şekilde beyindeki ödül sistemini etkileyen kimyasal değişikliklerle ilişkilendirilmiştir. Bağımlılık, tedavi edilmesi gereken bir beyin hastalığı olarak kabul edilir. Belirtileri çok geniş yelpazede görülmek ile birlikte; ruh hali değişiklikleri, sinirlilik, huzursuzluk, çok para harcama, uygunsuz davranışlar, sık yalan söyleme şeklinde sayılabilir.“ dedi.
Açıklamalarının sonunda ise Dr. Ziya ”Tedavi genellikle bir kombinasyon halinde psikoterapi, ilaç tedavisi ve destek gruplarını içerir. Bağımlılık tedavisinde amaç, bağımlılığın nedenlerini anlamak, bağımlılığın etkileriyle başa çıkmak ve sağlıklı bir yaşam tarzı geliştirmektir. Erken müdahale ve tedavi, bağımlılıkla mücadelede başarılı sonuçlar elde etmede önemlidir.” diyerek sözlerini sonlandırdı.