NUH
NUH YENİ
EDANUR KORKMAZ
Köşe Yazarı
EDANUR KORKMAZ
 

İLKLER UNUTULMAZ

Hani ilkler unutulmazdı? Ne çabuk unuttu 1.5 milyarlık Müslüman topluluğu ilk kıblesini! Canı yanan küçük bir yüreğin silahlılarla mücadelesi ibret vermez mi sana kalbi taşlaşmış insanoğlu!  Ne çabuk unuttuk heyecan ile sokaklarda, sokaktan ziyade sahne insanı olan bizlerin programlarda okuduğu şu mısraları: “Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir. Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri. ... Susmuş minarelerin azabıyla Yıkılmış cami kubbelerinin ıstırabıyla Ve şehit kemiklerinin bakışı bir başka bakış Artık burada taş bile durmak istemez Ve ay’ı görmek istemez zeytin ağaçları“ Bugünde minareler susmamasın diye mücadele veriliyor. Yıkılmış evler dağlanmış yürekler vazgeçmiyor.. Ve bir diğer şairin mısraları geliyor vazgeçen insanlar hatrıma düşünce; “Gözlerim yollarda bekler dururum Nerde kardeşlerim diyordu bir ses İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin Unuttu mu bunu acaba herkes” Maalesef unutuldu. Unutmak daha kolay geldi, sorumlu olmaktan.. 10 yaşındaki bir öğrencimin “Öğretmenim ben dua ediyorum, kurtulacak oradaki kardeşlerimiz…” cümlesine cevap veremedim. Evet miniğim, kurtulacak da nasıl diyemedim. 1.5 milyarlık topluluğun seste ki sessizliğini anlatamadım.. Biz kınarız da kınanmayız. Bizlik değildir, yürek isteyen işler. Kendimize, bize yeter bizim gücümüz. Mazlumu ezeriz, çocuğa bağırır, yeri gelir kadını aşağılarız… Soruyorum size; bizim olanı bizden almaya çalışanlara karşı dik duruşunuz, gücünüz, korkusuzluğunuz nerede! Bir avuç düşman ordusuna karşı 1.5 milyarlık Müslümandan kalan bir ordunun mücadelesi bu! Müslümanların imtihanıdır bu. Nuri Pakdil’in deyimi ile “İnsan! Seni savunuyorum; sana karşı!”. Sessiz kalma, zulmü durduramıyorsan en azından onu duyurun diyen Hz. Ali’yi de unutmuş olmalı insanoğlu. Yaralı ceylanımız olan Muhammed’i, küçük şehidimiz olan Muhammed’i, gencecik bir kız iken şehit düşen Rabia’yı, bisiklete bindiği için tutuklanan miniği, ‘Onları Allah’a şikayet edeceğim anne!’ diyerek can veren masumu, göğe yükselen ruhların ardında yaralı ve yarım kalan anne/babaları açlıktan öleni, bombadan öleni, gözleri önünde sevdiklerini kaybedenleri, küçük bedenleri ile büyük mücadele verenleri, hayali bizim dönüp bakmadığımız park olanları ben unutmadım. Elimden gelen yazmak ise onlar için yazıyorum.. Peki ya sizin onlar için yapacak hiçbir şeyiniz, edecek bir duanız da mı yok? Çocuk yalnızca çocuktur. Irk, din, siyaset… yoktur onun lügatinde. Her çocuk gibi oyun, sevgi, bir parça mutluluk, karnı tok, güvende uyumak ister. Büyüklerinin vermediği mücadeleyi vermesi onun tercihi değil de bundan utanmamamız bizim ayıbımız. Gözleri kapamak yok saymaz mücadele uğruna yarım kalan hikayeleri! Ey gökyüzü, şu günleri de yaz; medeniyet, adalet denen çağda kendi çocuk, kalbi yiğit olan masum yüzlerce hikaye yarım kaldı… Ey Kudüs ey kentlerin acılısı Ey göz kapakları arasında kabaran büyük gözyaşı damlası Kim durdurur düşmanları Sana karşı ey dinlerin gerdanlığı Kim siler kanları duvar taşlarından (Nazir Kabani) Bu yıl bitti, lakin bir dahaki seneye güvencemiz yok. Ey 1.5 milyarlık müslüman topluluğunun ferdi Nuri Pakdil ‘in mısralarındaki davet bize; “ Gel Anne ol Çünkü anne Bir çocuktan bir Kudüs yapar * Adam baba olunca İçinde bir Kudüs canlanır * Yürü kardeşim Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin”  
Ekleme Tarihi: 05 Haziran 2021 - Cumartesi

İLKLER UNUTULMAZ

Hani ilkler unutulmazdı? Ne çabuk unuttu 1.5 milyarlık Müslüman topluluğu ilk kıblesini! Canı yanan küçük bir yüreğin silahlılarla mücadelesi ibret vermez mi sana kalbi taşlaşmış insanoğlu! 

Ne çabuk unuttuk heyecan ile sokaklarda, sokaktan ziyade sahne insanı olan bizlerin programlarda okuduğu şu mısraları:

“Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir.

Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.

...

Susmuş minarelerin azabıyla

Yıkılmış cami kubbelerinin ıstırabıyla

Ve şehit kemiklerinin bakışı bir başka bakış

Artık burada taş bile durmak istemez

Ve ay’ı görmek istemez zeytin ağaçları“

Bugünde minareler susmamasın diye mücadele veriliyor. Yıkılmış evler dağlanmış yürekler vazgeçmiyor.. Ve bir diğer şairin mısraları geliyor vazgeçen insanlar hatrıma düşünce;

“Gözlerim yollarda bekler dururum

Nerde kardeşlerim diyordu bir ses

İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin

Unuttu mu bunu acaba herkes”

Maalesef unutuldu. Unutmak daha kolay geldi, sorumlu olmaktan..

10 yaşındaki bir öğrencimin “Öğretmenim ben dua ediyorum, kurtulacak oradaki kardeşlerimiz…” cümlesine cevap veremedim. Evet miniğim, kurtulacak da nasıl diyemedim. 1.5 milyarlık topluluğun seste ki sessizliğini anlatamadım..

Biz kınarız da kınanmayız. Bizlik değildir, yürek isteyen işler. Kendimize, bize yeter bizim gücümüz. Mazlumu ezeriz, çocuğa bağırır, yeri gelir kadını aşağılarız… Soruyorum size; bizim olanı bizden almaya çalışanlara karşı dik duruşunuz, gücünüz, korkusuzluğunuz nerede!

Bir avuç düşman ordusuna karşı 1.5 milyarlık Müslümandan kalan bir ordunun mücadelesi bu! Müslümanların imtihanıdır bu. Nuri Pakdil’in deyimi ile “İnsan! Seni savunuyorum; sana karşı!”. Sessiz kalma, zulmü durduramıyorsan en azından onu duyurun diyen Hz. Ali’yi de unutmuş olmalı insanoğlu.

Yaralı ceylanımız olan Muhammed’i, küçük şehidimiz olan Muhammed’i, gencecik bir kız iken şehit düşen Rabia’yı, bisiklete bindiği için tutuklanan miniği, ‘Onları Allah’a şikayet edeceğim anne!’ diyerek can veren masumu, göğe yükselen ruhların ardında yaralı ve yarım kalan anne/babaları açlıktan öleni, bombadan öleni, gözleri önünde sevdiklerini kaybedenleri, küçük bedenleri ile büyük mücadele verenleri, hayali bizim dönüp bakmadığımız park olanları ben unutmadım. Elimden gelen yazmak ise onlar için yazıyorum.. Peki ya sizin onlar için yapacak hiçbir şeyiniz, edecek bir duanız da mı yok?

Çocuk yalnızca çocuktur. Irk, din, siyaset… yoktur onun lügatinde. Her çocuk gibi oyun, sevgi, bir parça mutluluk, karnı tok, güvende uyumak ister. Büyüklerinin vermediği mücadeleyi vermesi onun tercihi değil de bundan utanmamamız bizim ayıbımız. Gözleri kapamak yok saymaz mücadele uğruna yarım kalan hikayeleri! Ey gökyüzü, şu günleri de yaz; medeniyet, adalet denen çağda kendi çocuk, kalbi yiğit olan masum yüzlerce hikaye yarım kaldı…

Ey Kudüs ey kentlerin acılısı

Ey göz kapakları arasında kabaran büyük

gözyaşı damlası

Kim durdurur düşmanları

Sana karşı ey dinlerin gerdanlığı

Kim siler kanları duvar taşlarından (Nazir Kabani)

Bu yıl bitti, lakin bir dahaki seneye güvencemiz yok. Ey 1.5 milyarlık müslüman topluluğunun ferdi Nuri Pakdil ‘in mısralarındaki davet bize;

“ Gel

Anne ol

Çünkü anne

Bir çocuktan bir Kudüs yapar

*

Adam baba olunca

İçinde bir Kudüs canlanır

*

Yürü kardeşim

Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin”

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelisabah.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.